Ölçeklenebilirlik, günümüz blockchain dünyasının en çok tartışılan konularından birisidir. Blockchain alanına herhangi bir şekilde dahil olduysanız Layer-1 ve Layer-2 çözümlerini mutlaka duymuşsunuzdur. Bu yazıda, bu terimlerin gizemini ortadan kaldıracağız ve bu iki çözümü artıları ve eksileriyle inceleyeceğiz.
Layer-1 ve Layer-2
Layer-1, altta yatan ana blockchain mimarisini tanımlamak için kullanılan terimdir. Layer-2 ise,altta yatan blockchain’in üstünde yer alan, üst üste binen bir ağdır.
Bitcoin ve Lightning Network’ü düşünün. Bitcoin, Layer-1 ağıdır, Lightning Network ise Layer-2’dir.
Artık temel farkı bildiğimize göre şirketlerin şu anda üzerinde çalıştığı Layer-1 ve Layer-2 çözümlerine bakalım. Layer-2 çözümleri ile başlayacağız.
Layer-2 Çözümleri
Aşağıdaki Layer-2 çözümlerine bakalım:
- Durum kanalları
- Yuvalanmış blockchain’ler
Durum Kanalları
Durum kanalı, katılımcılar arasında tipik olarak blockchain’de meydana gelen etkileşimleri blockchain dışında yürütmelerini sağlayan iki yönlü bir iletişim kanalıdır.
Bunu yapmak artık bir madenci gibi üçüncü bir tarafa bağımlı olmadığınız için bekleme süresini kısaltmanıza yardımcı olur. Durum kanalı şu şekilde çalışır:
- Blockchain’in bir kısmı, katılımcılar tarafından önceden kabul edilen çoklu imza veya bir tür akıllı sözleşme ile kapatılır.
- Katılımcılar, madencilere hiçbir şey göndermeden doğrudan birbirleriyle etkileşime girebilir.
- Tüm işlem seti bittiğinde, kanalın son durumu blockchain’e eklenir.
Bitcoin’in Lightning Network’ü ve Ethereum’un Raiden Network’ü en popüler iki durum kanalı çözümüdür. Bunların her ikisi de durum kanallarını yürütmek için Hashed Timelock Sözleşmelerini (HTLC’ler) kullanır.
Lightning Network, katılımcıların sınırlı bir süre içinde çok sayıda mikro işlem gerçekleştirmesine olanak tanırken Raiden, katılımcıların kendi kanalları üzerinden akıllı sözleşmeler yapmalarını da sağlayacak.
Yuvalanmış Blockchain’ler
Şu anda, Ethereum tabanlı bir DApp olan OmiseGO, Plasma adı verilen iç içe bir blockchain çözümü üzerinde çalışıyor. Plasma’nın tasarım prensibi oldukça basittir:
- Ana blockchain, tüm bu sistemin temel kurallarını belirler. Bazı anlaşmazlıkları çözmesi gerekmedikçe hiçbir operasyonda doğrudan yer almaz.
- Ana zincirin üstünde oturan birden fazla blockchain olacaktır. Bu seviyeler, bir ebeveyn-çocuk zinciri bağlantısı oluşturmak için birbirine bağlanacaktır. Ana zincir delegeleri, alt zincirleri arasında çalışır. Alt zincirler daha sonra bu eylemleri yürütür ve sonucu ana zincire geri gönderir.
- Bu çözüm, yalnızca kök zincirdeki yükü önemli ölçüde azaltmakla kalmaz aynı zamanda düzgün bir şekilde yürütülürse ölçeklenebilirliği katlanarak artırır.
Layer-2 Çözümlerinin Artıları
- En büyük artısı, altta yatan blockchain protokolüyle uğraşmamasıdır.
- Durum kanalları ve özellikle Lightning Network gibi Layer-2 çözümleri ile madenci doğrulaması ile zaman kaybetmeden ve gereksiz işlem ücretleri ödemeden çoklu mikro işlemleri gerçekleştirebilmek.
Layer-1 Çözümleri
Son olarak Layer-1 çözümlerimiz var. Bunun esas olarak anlamı, genel sistemi daha ölçeklenebilir hale getirmek için temel protokolün kendisini geliştirmektir. En yaygın iki Layer-1 çözümü şunlardır:
- Konsensüs protokolü değişiklikleri
- Parçalama (Sharding)
Konsensüs Protokolü Değişiklikleri
Ethereum gibi birçok proje, proof-of-work (PoW) gibi daha eski, daha karmaşık konsensüs protokollerinden, proof-of-stake (PoS) gibi daha hızlı ve daha az savurgan protokollere geçiyor.
- Bu da ilginizi çekebilir: Ethereum Merge Nedir?
Bitcoin ve Ethereum, madencilerin hesaplama güçlerini kullanarak kriptografik olarak zor denklemleri çözdüğü PoW kullanır. PoW oldukça güvenli olsa da sorun çok yavaş olabilmesidir. Bitcoin saniyede yalnızca 7 işlemi yönetirken Ethereum, iyi bir günde saniyede yalnızca 15-20 işlemi yönetebilir. Bu nedenle Ethereum, PoW’dan PoS’a geçmek istiyor.
Parçalama (Sharding)
Parçalama veya sharding, şu anda birden çok projenin üzerinde çalıştığı en popüler Layer-1 ölçeklenebilirlik yöntemlerinden biridir.
Bir ağın her işlemde sırayla çalışmasını sağlamak yerine parçalama, bu işlem kümelerini “parçalar” adı verilen küçük veri kümelerine böler. Bu parçalar daha sonra ağ tarafından paralel olarak işlenebilir.
Layer-1 Çözümlerinin Artıları
Layer-1 çözümlerinin en büyük artısı, mevcut mimarinin üzerine herhangi bir şey eklemeye gerek olmamasıdır. Ancak yine de sorunsuz değildir, bu da bizi bir sonraki bölüme götürüyor.
Layer-1 ve Layer-2 Çözümlerinin En Büyük Problemleri
Layer-1 ve Layer-2 ölçeklenebilirlik çözümlerinde iki önemli sorun vardır.
İlk olarak, bu çözümleri zaten mevcut protokollere eklemekle ilgili büyük bir sorunumuz var. Ethereum ve Bitcoin’in her ikisinin de milyarlarca dolarlık piyasa değeri var. Bu iki kripto para birimi kullanılarak her gün milyonlarca dolar işlem görmektedir. Bu nedenle bu protokolleri denemek ve çok fazla parayla oynamak için gereksiz kodlar ve komplikasyonlar eklemek mantıklı değil.
İkinci olarak, bu tekniklerin yerleşik olduğu sıfırdan bir protokol oluştursanız bile ölçeklenebilirlik çıkmazını çözemeyebilirler.
Ölçeklenebilirlik çıkmazı terimi, ilk olarak Ethereum kurucusu Vitalik Buterin tarafından ortaya atıldı. Blockchain projelerinin, mimarilerini nasıl optimize edeceklerine karar verirken merkeziyetsizleşme, güvenlik ve ölçeklenebilirlik arasında denge kurarak yapmaları gereken bir ödünleşimdir. Örneğin Bitcoin, güvenliği ve merkeziyetsizleşmeyi optimize etmek istiyor, bu yüzden ölçeklenebilirlikten ödün veriyorlar.
Peki Çözüm Ne?
Çözüm, yerleşik bu çözümlerle sıfırdan bir protokol oluşturmaktır. Ayrıca, bu protokol ölçeklenebilirlik çıkmazını de çözebilmelidir. Turing ödüllü Silvio Micali, tam da bunu yapmaya çalışan Algorand adlı bir proje inşa ediyor. Algorand, Pure Proof of Stake (PPoS) adlı bir fikir birliği protokolü kullanır.
PPoS şu şekilde çalışır:
- Lider ve seçilen doğrulayıcılar, Bizans Anlaşması’nın her adımından seçilir.
- Tek bir kullanıcının karşılaştığı hesaplama maliyeti, yalnızca imzaların oluşturulmasını ve doğrulanmasını ve basit sayma işlemlerini içerir.
- Maliyet, her blok için seçilen kullanıcı sayısına bağlı değildir. Bu sayı sabittir ve tüm ağın boyutundan etkilenmez.
- Artan hesaplama gücü, performansı doğrudan iyileştirir, bu da Algorand’ı mükemmel şekilde ölçeklenebilir kılar. Bu, ağın boyutu arttıkça, ekstra maliyete maruz kalmadan yüksek bir işlem oranını sürdürdüğü anlamına gelir.
Sonuç Olarak
Ölçeklenebilirlik, kriptopara birimlerinin ana akım olarak benimsenmesini engelleyen en büyük sorundur. Kripto para birimlerinin ölçeklenebilir ve günlük işlemler için yeterince hızlı olduğundan emin olmak ve bu sorunu çözmek için özel olarak oluşturulmuş protokollere ihtiyacımız var.
Kaynak: the capital
- Bu da ilginizi çekebilir: Çeşitli Blockchain Protokollerinin Karşılaştırılması
Kriptoparalar ve blockchain hakkındaki her türlü sorunuz için telegram kanalımıza davetlisiniz. Kanala katılmak için tıklayınız.
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Burada yer alan ve hiçbir şekilde yönlendirici nitelikte olmayan içerik, yorum ve tavsiyeler genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir.
Hiçbir şekilde yönlendirici nitelikte olmayan bu içerik, genel anlamda bilgi vermeyi amaçlamakta olup; bu içeriğin, yatırımcıların alım satım kararlarını destekleyebilecek yeterli bilgileri kapsamayabileceği dikkate alınmalıdır. Bu sayfalarda yer alan çeşitli bilgi ve görüşlere dayanılarak yapılacak ileriye dönük yatırımlar ve ticari işlemlerin sonuçlarından ya da ortaya çıkabilecek zararlardan KoinSaati sorumlu tutulamaz.