Paylaşıma açık, programlanabilir, kriptografik olarak güvenlik altına alınmış ve tüm bu sebeplerden dolayı güvenilir bir sistem olarak hayatımızda yerini alan blockchain teknolojisi hızla büyümeye devam ediyor. Tek kişi tarafından yönetilememesi ve herkesin tüm işlemlerin detaylarına ulaşabiliyor olması, blockchain teknolojisinin güven puanlarını arttıran en önemli unsurlar olarak kabul edilebilir. Ayrıca sunduğu şeffaf bilgiler, takip edilebilirlik ve kaynak bilgilere erişim bakımından Blockchain teknolojisi rahatlıkla Gıda sektörüne uyarlanabilir ve hatta büyük bir ihtiyacı doldurabilir diyebiliriz.
Esas mesleği Şeflik/Aşçılık olan birisi olarak blockchain teknolojisinin, özellikle ürünlerin tarladan marketteki rafına olan yolculukta ne gibi faydalar sağlayabileceği konusunda araştırdıkça daha fazla ikna olup, bir an önce bu teknolojinin günlük hayatımızda yer alması gerektiğini düşünmeden kendimi alamıyorum.
Öncelikle, geleneksel iş sistemlerinde karşımıza çıkan, özellikle son günlerde ülkemizde Twitter üzerinden bilgi edindiğimiz, ürünlerin Menşei konusundaki aldatmacaların çoğunlukla önüne geçebilmemize fırsat sunacağını belirtebilirim. Her işlemin takip edilebilmesi, bilgilerin şeffaf bir şekilde tüm kullanıcılara açık olması ve yapılan her işlemin değişmez olması bu kullanıma büyük bir katkı sağlayacaktır.
Blockchain Gıda Sektörüne Neler Katabilir?
Tedarik zincirlerinin şeffaflaşması, yani, toprağa atılacak tohumun cinsi ve künyesinin blockchain sistemine girilmesinden başlayan, günlük bakım bilgilerinin, zirai faaliyetlerin ve kullanılıyorsa ilaçların, hasat tarihlerinin, sevk tarihlerinin ve hatta bilgileri tutan personelin isminin bile sistemden hiçbir zaman silinemeyecek olması tüketiciye satın alacağı ürün ile ilgili normal şartlarda verilenden daha fazla ve daha şeffaf bilgi verecektir.
Belki bugün değil ama zaman ile bu teknoloji Tarım ve Gıda işletmelerinde kullanılmaya başlandıkça tüketici, hakkında tüm bilgilere ulaşabildiği ürünleri tercih edeceğinden, ister istemez bu işletmeler avantajlı hale gelecektir.
Blockchain’e kaydedilen bilgilerin QR kodlar ile tüketicilere sunulması, tüketicilerin ürünlerin tüm serüvenini izlemesine olanak sağlayacaktır. Ayrıca ürünlerin üretim, paketleme ve son tüketim tarihi gibi bilgilerinde sisteme yüklenmesi, kullanıcıların ürünleri takip edip istedikleri zaman sistem üzerinden uyarı göndererek bozulmuş ya da son tüketim tarihi geçmiş ürünleri belirlemesi ve satıcıları uyarması da söz konusu olabilir. Bu durum kullanıcılar için ne kadar kullanışlı ise satıcılar için de bir o kadar can sıkıcı olabilir. Sonuçta bu tarz verilerde sahtekarlık yapılmasının önüne geçilmiş olunacak.
Blockchain tarım sektöründeki takip ve taşınma sorununa da bir çözüm üretme potansiyeline sahip. Sistem üzerinden anlık takip edilebilen bilgiler sayesinde ürünün tüm yolculuğu şeffaf bir şekilde herkese açık olarak sergilenebilecektir. Price Water House Coopers’ın sağladığı verilere göre her sene 52 milyar dolarlık Gıda kaçakçılığı yapılmaktadır. Blockchain’in sunduğu şeffaflık ve izlenilebilirlik sayesinde bu kaçakçılığında önüne geçilebilir.
Sevkiyat ağının bilgileri, hiçbir aracı kişi ya da kuruma ihtiyaç duyulmadan yapılabileceğinden taşımacılık maliyetinin düşmesini sağlayacaktır. Bu da üreticilerin masraflarını azalttığı gibi, ürünlerin taşımacılık maliyetleri yüzünden artan fiyatlarında hatırı sayılır bir iyileşmeye sebep olacaktır.
Etiket bilgilerinin sisteme yüklenmesi ile gıda güvenliğine katkıda bulunulması da bir başka önemli husustur. Bu sayede tüketiciler istedikleri yerde akıllı telefonları ile ürün bilgilerine ulaşabilecek ve istedikleri ürünler hakkında en doğru bilgilere ulaşabilecekler. Diğer taraftan süpermarketler tedarik zincirinde dolaşımda olan birçok ürün ile ilgili bilgiye aynı sistem üzerinden kolaylıkla erişebilecekler.
İşlenmiş gıdalarda ise, üreticinin ve işleyicinin sağladığı bilgiler kendi aralarında gizli ve güvenli bir şekilde paylaşılırken, tedarik zinciri de bu bilgileri doğrulayacaktır. Kullanıcılarda bu bilgililerin tümüne istedikleri zaman ulaşabilecekler. Bu bilgilerin kullanıcılara sağlanması, ürünlerin piyasadaki güvenirliğini arttıracak bir husustur. Tabii ki bu bilgi zincirinin çalışabilmesi için paylaşılan bilgilerin kaynaklarının doğru ve tutarlı olması esastır.
Gıda sektöründeki en büyük blockchain faydası ise kamusal nitelik alanında olacaktır. Tedarik zincirindeki her işlemin istenildiğinde takip ve tasdik edilebilmesi, kullanıcıların sisteme sürekli katılımı ile denetlenilebilecektir.
Blockchain’in kalıcı işlem kayıt teknolojisi ile bloklara halinde gruplanan bilgilerin değiştirilememesi ya da üzerinde oynanamaması, işlemlerin kullanıcı grupları tarafından onaylanması gibi faktörler sektörde karşılaşılabilecek her türlü dolandırıcılığın önünde sağlam bir şekilde durabilme imkânı vermektedir.
Dağıtık platformu sayesinde Blockchain, tüm tarafların aynı kayıtlara ulaşabilmesini, bilgilerin herkes için aynı anda güncellenmesini ve herkesin dolandırıcılık ve gıda güvenliği protokolleri bakımında daha katılımcı ve denetleyici olması sağlanabilecektir.
En önemli katkılardan birisi de kazandırılacak zamandır. Kayıtların manuel olarak tutulduğu, veri transferinin birçok faktör tarafından etkilenebileceği eski sistemden ise, blockchain çok daha hızlı ve hata payı düşük bir sistem vaat etmektedir.
Kimler Faydalanabilecek?
Blockchain sayesinde tedarik ve değer zinciri içindeki tüm katılımcılar, üreticiden, satıcıya birbiriyle daha önceden hiç olmadığı kadar net ve transparan bir şekilde bağlanabilecekler.
Üreticiler, ürünleri zincir içinde hareket ederken, yapılan herhangi değişimi saptayıp, raftaki yerlerini almadan müdahale edebilecekler. Satıcılar, bozulmuş ürünleri rahatlıkla saptayıp, raflardan kaldırabilecek ve daha çok ürünün bozulmasını hızla engelleyebilecekler. Ayrıca bu sistem sayesinde toplu iade işlemlerinin de önüne geçilmiş olunacaktır.
Kullanıcılar ise daha önce söylediğimiz gibi istedikleri bir cihazdan erişebilecekleri marka ve etiket bilgilerine ulaşabilecekler. Bu bilgiler, atık yönetimi, kalite kontrol, sürdürülebilirlik çalışmaları, raf ömrü çalışmaları gibi birçok belgelendirilmiş veriyi içerebilecekler. Kahvaltıda yediğiniz domatesin sadece taze olup olmadığı değil ardındaki tüm serüven sizi ilgilendiriyorsa, sürdürülebilirlik ve iyi tarıma önem veriyorsanız Blockchain ile bu gelecek daha kola ulaşılır bir hal alacak.
Eski tip dokümantasyon ile kayıtlarını tutan Amerikan mağaza zinciri Walmart’ın, sattığı Mango’ların üretim çiftliğinden raflarına geliş serüvenini araştırıp sonuca ulaşması 6 gün, 18 saat ve 26 dakika sürmüştür. Her kurumun manuel verilerine ulaşmak, evrak yığınları ya da depoları içinde gerekli dosyaları bulmaya çalışmak işte bu denli zaman kaybı yaratmaktadır. Blockchain teknolojisi ile büyük resim sadece saniyeler içerisinde ulaşılabilir olmayı vaat etmektedir.
Dezavantajlar Nelerdir?
Her teknoloji gibi, Blockchain teknolojisi de çeşitli dezavantajlar ya da zorluklar ile birlikte gelmektedir. Bu hususta bahsedebileceğimiz en büyük dezavantaj ise, bu üretim-tüketim zinciri içindeki her kurumun bu teknolojiyi benimseyip uygulaması ve tüm verileri birbiri ile tutarlı bir şekilde sisteme işleme zorunluluğudur. Zincirdeki bir kurum bile bu sistemde çalışmaz ise tüm izlenilebilirlik ve bilgi akışı bozulacaktır.
Kısacası Blockchain teknolojisi gıda sektöründe, güvenilirliği, erişilebilirliği ve şeffaflığı arttırabilecek birçok çözüm sunmaktadır. Günümüzde, tüketicilerin bilinçlendiği, markete olan güvenin gün geçtikte azaldığı gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda bu tarz yenilikler ticaret ve tüketimi olumlu etkileyecektir.
Resources (Kaynaklar):
- https://www.sourcetrace.com/blog/blockchain-technology-food-industry/
- https://101blockchains.com/blockchain-in-food/
- https://www.newfoodmagazine.com/article/110116/blockchain/
- https://www.ibm.com/tr-tr/blockchain/solutions/food-trust
Kriptoparalar hakkında; merak ettikleriniz, öğrenmek istedikleriniz, soru-cevap, güncel analizler için Telegram kanalımızda bizi takip edin ve iletişimde kalın. KoinSaati’nin Telegram Kanalına katılmak için tıklayınız.